Şimdi yine eskilerden, çok eskilerden bahsedeceğim. Evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde. Daha sentetik sünger icat edilmemiş, bulaşıklar bulaşık bezleri ile yıkanır iken. Denizden çıkarılmış gerçek süngeri ancak Marmaris Bodruma gidebilenlerin, rıhtımda yere serilmiş tezgahlardan tomarla paraya alabildikleri, bir de yanında banyo için boru şeklinde tabii bir kese aldıkları günlerde.

Parkelerini yağlamak isteyenlere, yazıp soranlara, ne yapacağını bilemiyenlere müjde !!! Karşınızda bu iş için üretilmiş özel parke yağı. Hemide ” solvent free “ Hemel Parke Yağı incelemek icin tıklayınız. [https://www.hemel.com.tr/hemel-wood-oil-2c]

Bülent Sağocak demiş ki: > Selamlar Keten tohumu yağı tahmin ettiğinizden daha ucuz imalatçısından temin edebilirsiniz. Doğan baharat eminönü sabuncular han. Ayrıca keten tohumu yağını ben her zaman saf terebentin ile 3 te bir incelterek kullanıyorum çok daha iyi ve kolay sonuç alıyorum tavsiye ederim deneyin saygılar Pek hoşuma gitti.

Veya Çin Ahşap Yağı. Tung ağacının tohum keselerinden yada kozalaklarından çıkarılıyor. Çin de yüzyıllardır kullanıyor. Bilinen en iyi ahşap koruyucu. Ahşabın içerisine 5mm kadar girerek toprak üzerinde ve altında koruma yapıyor. Tung yağı ahşabın mesamatına derinlemesine girerek sanki ahşap ıslakmış gibi bir görünüm kazandırıyor. Bu nedenle uygulandığı ahşabın rengini koyulaştırıyor

Engin Topuzkanamış yazdığı yorumda demiş ki: > ” … mineral sprits, paste wax. (Mineral sprits selülozik tiner midir acaba?) Bir de varnish ve lacquer arasındaki fark nedir? Yabancı videolarda sıkça fırça ile sürülen (wipe on varnish) görüyorum. Bizde bunun muadili bir şey var mıdır?..” Bende yoruma cevap yazmak yerine ayrı bir yazı

Sn. Engin Topuzkanamış demiş ki: Mineral Oil nedir acaba ? Bebek yağı gibi bir tahminim var demiş. 12 den vurmuş: Amerikanca’da Mineral Oil dedikleri, bitkisel olmayan, alkenlerin hafif karışımı olan, petrol ürünü bir çeşit yağ olup sıvı petrol veya sizlere daha da tanıdık gelecek olan sıvı parafin olarak ta anılan

Şark Mobilya’da o zamanın en kıymetli, zor bulunur malzemeleri ile işler yapıyoruz. Her yerde 100 liralık takım bizde 400 ! İmalat sürüyor 3-4 ay, topu topu çıkıyor 10 takım. Üç günde satılırsa yandık. Kesen doğru kesse, zımpralayan hata yapıyor. Cila sağlam çıksa, taşıyan oraya buraya sürtüyor. Sevkiyat kusursuz olsun diye

Yaz günleri vernik attıktan sonra yüzeyde kabarcıklar oluşuyor ise hiç telaşlanmayın. Cilacıya fırça atmayın, vernik markasına sövmeyin. Hava dışarıda 30 dereceyi geçtiği zaman normaldir. Ya cila attığınız yeri serinletmenin bir yolunu bulun ya da serin saatlerde çalışın. Bırakın gece kurusun.

Hangi yıl idi unuttum. Büyük Ankara Oteli yenileniyor. Bizden örnek oda istiyorlar. Kalktım gittim. İstanbul’dan bir mimar işin başında. Sıra ahşap imalatın rengine geldi. Dediki: “Hani akşam güneş batarken denizin yeşilinin Boğaz’da uçuşan martıların gözünde bir yansıması vardır ya, işte martıların gözündeki o yeşilden istiyorum” xxXXX!?****??+++++21 Böyle

Ahşap imalatı renklendirirken, parça başlarında mesamat dik geldiği için renklendirmek için kullandığınız sıvılar nerede ise sünger gibi emilirler. Bir anda parça başlarının rengi koyulaşıverir. Bu emiş o kadar kuvvetlidir ki, o kadar derine ulaşır ki zımparayla falan çıkmaz. Dolguya, verniğe başlamadan tam önce bu durumla karşılaşınca ya tüm parçayı daha

Babam anlatırdı, Fatih’te oturdukları eski ahşap İstanbul evinin döşemelerini nasıl fırçaladıklarını. Belki sizde bir yerlerde okumuşsunuzdur. Ahşap döşemeler tel fırçalar ile yıkanır, fırçalanırmış. Tarihi bir yapıda, rabıta dediğimiz lamba – zıvanalı ahşap döşemeniz var ise üst yüzey işlemi olarak yapacaklarınız amaca ve kullanıma göre değişecektir. Amaç ahşabı korumak ise neye

Fransa’da ki fıçıcı usta Claude Gillet ‘in fıçıların alt ve üst kapaklarını takarken sıvı geçirmezlik sağlamak için kullandığı macunu yazmak istiyorum: İnce meşe talaşı ( Ya da her ne ağaç kullanıyor iseniz onun ince talaşı ) Un ( Bildiğiniz beyaz buğday unu ) Su Yoğuruyorsunuz öyle ki cam macunu rengi ve kıvamında oluyor.

Bangkrai ağacı ( Shorea Laevis ) Endonezya’da özellikle Borneo ve Sumatra adalarında yetişen, Tik ağacından daha sert, işlenmesi zor, az bulunan, az bilinen bir tropik kerestelik ağaç. Yapısında doğal yağlar ve çok miktarda silica ( kum ) bulunduruyor. Atmosferik şartlara inanılmaz dayanıklı, böceklere, kurtlanmaya teik ve sedirden daha dayanıklı, enteresan bir şekilde yanma

Tik, 1980 öncesi meraklısının ancak sökülen gemilerin ambar kapaklarından temin edebildiği, pek herkesin duymadığı mubarek bir ağaç idi. İthalat kapıları açılınca her kızil ağaç nasıl maun diye satıldıysa, bir sürü sert ağaçta tik diye satıldı. Iroko ve Afromosia tik diye giden ağaçlardan bazıları. Tik, muson yağmurlarının hakim olduğu bölgelerde yani